Anne Olmaya 9 Kala - Hamilelik

Sabırsız bekleyiş, anne olmaya hazırlanmak, değişimler, heyecanlar... bunlarla ilgili bir sürü yazı bulabilirsiniz internet sayfalarında. Hatta her yazıda kendi hamilelik sürecinizle kıyaslamaya başlarsanız. Mide bulantısı yoksa erkek olacak, miden çok yanıyorsa saçlı olacak, şeker testi yaptırmamışlar ben de yaptırmayayım, normal doğum da risk varmış hemen sezaryene döneyim falan falan..Ben de kendi hamilelik sürecimi yazacağım ama başta size tavsiyem; lütfen kendi doktorunuzdan başka hiçbir internet sayfasına bakıp kafanızı karıştırmayın. Bu güzel hamilelik sürecinizin tadını çıkarın. Benim yazım da sadece size fikir olarak kalsın.

0-3 Ay 

Benim hamileliğimin başlangıcı filmlerdeki gibi predictor de çift çizgiyi görerek başlamadı malesef :) Benim ikinci çizgim çok çok silik çıktı, doktoruma sorduğumda kan testi yapmamı önerdi. Kan testimi yaptırdıktan sonra (18.03.2014) Beta-HCG değerim 105,88 çıkarak mutlu haberimizi aldık ama doktor 2 gün sonra tekrar kan testi yaptırın 2 katına çıkması lazım değerin diye bilgilendirdi. 2 gün boyunca kafanı dağıt dağıtabildiğin kadar (hemen heves etme ki sonra daha kötü üzülme diye söyledim hep kendime) 2. günün sonunda değerimiz 288'e çıktı tam oh! dedik, bu sefer doktorumuz haftaya gel kese oluşmuş mu? içinde bebek var mı bakacağız dedi. Bu sefer de bekle bakalım boş gebelik mi? dış gebelik mi? Neyse şükür kese yerinde içinde de pıt pıt kalp sesi :) 

6.Hafta

 Kan testleri de normal değerlerde çıktı. Tamamdır artık 6 haftalık hamileyim. 10. haftada tekrar kontrole gittim. 6. haftada sadece kalp sesi ve noktacık , şimdi eli kolu bacağı olan hop hop hareket eden bir bebeğe dönüşmüş. İşte o an!! Anne olduğunuza bir adım daha yaklaşıyorsunuz. 12. haftada (ilk üç ayın bitimi olan son kontrol) ikili tarama testi ve cinsiyet öğrenmeye gittik.  Benim ilk 3 ayım da hiç mide bulantım, baş dönmesi, halsizliğim olmadı. Bir de üstüne üstlük cildim güzelleşti. Eşimin ailesinde de hep erkek çocuklar olunca (malum cinsiyeti belirleyen Y kromozomu erkekten geliyor) bizim de oğlumuz olacak diye düşündük. 12. haftada doktor kızınız olacak deyince inanamadım, yanlışlık olabileceğini düşündüm. Ama bu kadar oynak bir bebek anca kız olabilirdi :))) daha hastanedeyken babamız ismi Mina olsun demişti :) (daha dünden kız babası olmaya hazır gibiydi). ikili test sonuçlarımız iyi çıkınca üçlü tarama ve dörtlü tarama istemedi doktorumuz. (Bu arada 10. ve 12. hafta kontrollerim için İstanbul'a gelmiştim, sonra Adıyaman'a dönüş yaptım. Hamilelikte uçak yolculuğunu riskli bulmadı doktorumuz. )

12.Hafta

3-6 Ay

Adıyaman'a döndüğümüzde 3 aylık hamile, karnım çıkmış, rahatlamıştım diye düşündüğümde, bir sabah kanamamın başlamasıyla uyandım. Hemen Adıyaman'daki doktorumu aradım Pazar günüydü ve şehirde topu topu 2 hastane bulunuyor. Özel hastane de hafta sonları Kadın-Doğum Uzmanı yok, devlet hastanesine gittik. Saat sabahın 06.00'sı hemşire bizi içeri almadı. Sadece sezaryen doğum ve kürtaj operasyonları yapılıyormuş !!! gözyaşlarımı tutamıyorum (daha bebeğin hareketleri karnımda hissedilmediği için, içeride bebeğimiz yaşıyor mu? iyi mi? birileri ultrasona bakıp bir an önce içimi rahatlatsın istiyorum.) Durmadan İstanbul ve Adıyaman'daki doktoru arıyorum tek diyebildikleri bir ultrasonla baksınlar konuşuruz. Artık iyice ümidi kestik arabaya bindik 1 gün bekleyip Pazartesi günü bakarız diye konuştuk eşimle ama benim 1 dakika bile bekleyecek gücümün olmadığını eşim fark edince hemen geri dönüp bir şekilde hemşireyi ikna edip beni içeri aldırdı. Nöbetçi doktor gelene kadar 2 tüp serum verdiler. Doktor ultrasonla kontrolü yaptı ve kızımızın küçük kalbi yine pıt pıt atıyor :) ertesi gün Adıyaman'daki doktoruma gittiğimde kesenin biraz aşağıda olması sebebiyle kanamanın olabileceğini, fazla hareket etmemem gerektiğini söyledi. Ayrıca her hafta progestan iğnesi ve günde 3 kere progestan hapı kullanarak keseyi güçlendireceğini söyledi. Artık 3 günde bir kontrole gider oldum, çünkü kanamalarım kesilmiyordu. En sonunda doktorum İstanbul'a gitmemi önerdi. Hem hastane açısından hem de dinlenebilmek için anne evini :) önerdi. İstanbul'a gittiğimde doktorun da belirttiği şekilde sadece gerekli hallerde ayağa kalktım ve 1,5 ay sonra kanamalarım kesildi. 25.07.2014 kontrolünde her şey yolundaydı, eşim de İstanbul'a geleyim yaz tatiline çıkarız deyince, doktorun da onayıyla Bodrum'a eşimin annesinin yanına gittik.

22.Hafta- Parmağını emiyor !!

22.Hafta

2 hafta boyunca doya doya yüzdüm, yürüyüşler yaptım. (yüzmek gerçekten çok iyi geliyordu, bir an olsun hamileliğin vermiş olduğu baskı gidip kuş gibi hafifliyordum) Bodrum dönüşü şeker yüklemesi testini yaptırıp Adıyaman'a gitmeyi planladık. (Kızımızın odasını hazırlayacağız.) 18.08.2014'te 50 mg'lık şeker yükleme testinde şekerim sınırda çıktı, plasenta suyum da fazla çıkınca doktor 3 gün sonrasına 100 mg'lık şeker yüklemesi yapacağını ve plasenta su miktarını takip etmesini gerektiğini belirtti. Yine kaldık kızımla İstanbul'da...(uçak yolculuğunu da plasenta su miktarından dolayı riskli buldu, basınçtan erken doğum gerçekleşebilirmiş) Peki kızımızın odası ne olacaktı? bir erkek ne kadar ev işini düzgün yapabilirdi ki. Kaldı yine işler anneme :) Anneciğim sağolsun atladı Adıyaman'a eşimle beraber eve çeki düzen verip kızımızın odasını hazırladı. Ben de bu arada 100 mg'lık şeker yüklememi yaptırmaya gittim teyzemle (mutlaka yanınızda biri olsun şeker yüklemelerinde) 50 mg'lık çok sarsmamıştı beni ama 100 mg'lık gerçekten zor geçti. Bir de bu testler sırasında uyumaman,su içmemen, yemek yememen lazım. 3 saat boyunca yarı baygın hastane de yattım. (her saat başı kanınız alınıyor) Neyse ki test sonuçları iyi çıktı, kaldı geriye plasenta suyumun fazlalığı. 

6-9 Ay

Artık karnım iyice çıktı, Mina'nın hareketleri fazlalaştı. En zevkli dönemdeyiz. Doğuma 3 ay kalmış, bol bol bebek mağazaları dolaşılsın, bebekle ilgili her türlü kitaplar okunsun, hatta bulabilirseniz, benim gibi, yeni doğan bebek bakımı ile ilgili seminerlere de katılabilirsiniz. (iyice havaya girersiniz) Plasenta suyumun miktarı fazlaydı ama kendimi yormadıkça ve uçağa binmediğim sürece risk taşımıyordu, ben de hamileliğin tadını çıkarıyordum.Bu arada mide yanmalarım fazlalaştığı için sesim kısıldı yaklaşık 2 ay sesim kısık dolaştım, hatta ses tellerimi kaybetme korkusundan doktora gidip kontrol ettirdim ama tamamen reflü zedelenmesiymiş. (zamanla eski sesime kavuştum :) ) Ekim ayı kontrolümde doktorum bütün risklerin ortadan kalktığını her şeyin yolunda olduğunu belirtti. Bu saatten sonra zaten uçaklar beni almadığı için İstanbul'da kalakaldık. Zaten doğumu İstanbul'da yapacağımı planlamıştım ama bu kadar uzun süre İstanbul'da kalmak planım da yoktu :)) Evimizden tam 4 aydır uzaktık. Bunun yanı sıra hamilelik sürecimi eşimle geçiremedim, annem,babam ve arkadaşlarım sağolsunlar hep benimle birliktelerdi. Biz de madem İstanbul'da kaldık, riskler de ortadan kalktı, normal doğumu da istiyoruz, o zaman bu durumu avantaja çevirip hamilelik pilatesine başlayabilirim diye düşündüm. Baps Pilates'e yazıldım, tavsiye ederim gerçekten çok faydalı oldu. (kocaman karnınızın belinize baskı yapmamasını ve dik durabilmenizi sağlıyor. En önemlisi de size motivasyon sağlıyor) 

Hamilelik Pilatesi

Artık zamanımız azalıyor Kasım ayı kontrolünde doktorumuz bebeğin her an gelebileceğini bildirdi, ben de hemen eşimi çağırdım. Normalde Mina 20.11.2014'te doğacaktı, doktorumuz böyle söyleyince 08.11.2014'te eşim İstanbul'a geldi. Son hazırlıklar yapıldı, hastane çantam hazırlandı, geceleri uyku tutmaz oldu.. Her hafta kontrollere gidip, NST cihazında kasılmalarım kontrol ediliyor, Mina'ya ultrasonda bakılıyor. Fakat Mina Hanım'ın rahatı yerinde, çıkmaya niyeti yok. 08.11.2014'ten 02.12.2014'e kadar bizi küçük hanım bekletti, babasıyla izlemediğimiz film/dizi kalmadı bu süreçte :)) Gecikme sebebiyle hamileliğim boyunca sürdüğüm Lierac'lar da boşa gitti. Karnım kocamannnn olunca haliyle çatlaklarım da oluştu. 41 haftalık hamile olarak 10 günlük rötarla doğuma gittim.

Doğuma giderken- patlamaya hazır bomba misali :))

(benden size tavsiye doğum tarihinin (makinanın verdiği ETS zamanının) üstüne 10 gün koyup insanlara öyle haber verin, yoksa her gün 'daha doğurmadın mı??' sorularını cevaplamaya çalışmak zorunda kalırsınız. :) )