Nihan, 39 hafta 5 günlükken, son kontrolü için sabah 10:00' da doktorunun yanına gidiyor. Her son kontrollerdeki gibi NST' ye alınıyor ve doktorunun bilgilendirmesiyle çok az sancısının olduğunu, doğumuna en az 1 hafta süresinin kaldığını öğrenip hastaneden çıkıyor.
Genelde doğumuna çok az kalan anneler kabına sığmaz, doğurmadan önce her saatini değerlendirmek ister :) Nihan da hastane çıkışı Tunalı Hilmi' ye (Ankara) gidip ailesiyle yemek yemek için yola koyuluyor ama yürüyüşün 10. dakikasında Nihan bir şeyler hissediyor..suyu gelmişti !! Doktorunu arıyor, doktoru bir daha böyle bir şey olursa hastaneye gelmesini söyleyince Nihan yemeğini yemek için bir yere oturuyor. Yemeğini bir güzel yedikten sonra tekrar suyu gelince hemen hastaneye geri dönüyorlar. Daha 4 saat önce, doğumuna en az 1 hafta var lafından sonra, doğum için hastanede !! Bu sefer NST' ye bağlanmadan muayene ediliyor ama Metehan, daha yukarıda ve aksilik bu ya, Nihan' da da mantar görülüyor. Doktor önlerine iki seçenek sunuyor; ya sabaha kadar sancını bekleyip, sancı gelmezse suni sancı ile normal doğum yapmak ya da hemen karar verip sezaryen ile bebeği almak. Bu noktada Metehan' ın babası, yanlış seçimi önlemek adına, doktora önerisini ve nedenlerini sorduğunda; normal doğumda annenin mantarı sebebiyle bebekte enfeksiyon oluşup, bebeği doğar doğmaz küveze alma ihtimallerinden bahsedince, her anne ve baba gibi risk almadan sezaryeni tercih ediyorlar.
Nihan da benim gibi, bebeğinin bir anda alınacağını öğrenince baya bir strese girmiş hatta ağlayıp durmuş. O anki duygularımız aynı, 9 ay bebeği ile bütünleşip, kendisini hazır hissetmeden bebeğinin alınacağı öğrenmek... Sanki bebeğimizi hep karnımızda taşıyacakmışız gibi hazırlıyoruz kendimizi ama doğduklarında da yüzlerinden, gözlerimizi ayıramıyoruz :)
Saat 15:30 gibi sezaryen kararı alınıp hazırlıklar başlıyor. Anestezi uzmanının Nihan ile görüşmesinden sonra 16:00' de ameliyat ekibi ve ameliyathane hazır ediliyor. Bu arada Nihan da epidural sezaryen istiyor ama başka seçeneği olsa bile saat 13:00 gibi yediği yemek sebebiyle mecbur epidural olmak zorunda (bayıltırlarsa, yediği yemeğin ağzına gelip onu boğma ihtimali sebebiyle)
Ameliyathaneye gelindiğinde, her şeyin ani olması sebebiyle de, Nihan biraz gergin ve stresli.. Hemşireler yardım etmek için, biraz yalan söyleyerek, rahatlamasını istiyorlar. Bu yalan biraz ters tepiyor; bebeği aldıkları sırada, Nihan bir şey hissediyorum diye paniklediğinde, daha bir şey yapılmadı demeleri ama gerçekten de Nihan' ın bir şeyler hissediyor olması ve insanların bir şey yok demesiyle paniği artıyor. (epidural sezaryen sadece kesikleri hissetmenizi engelliyor, içinizden bebeğinizi aldıklarında, bunu tabikide hissediyorsunuz ama bu bir acı ya da ağrı değil.. İçinizden yaklaşık 3 kiloluk bir şeyin çekilmesi hissi ve bunu kolaylaştırmak için de göğsünüze dışarıdan yapılan baskılar... Eğer bunu size belirtmezlerse paniklemeniz çok normal) Nihan' a mecburen sakinleştirici veriyorlar ve 16:22' de Metehan doğduğunda Nihan bebeğine yarı baygın bir şekilde hoşgeldin öpücüğünü konduruyor. Daha sonra bebeği kontroller ve boy,kilo, baş çevresi ölçümü için bebek bakım odasına çıkarıyorlar, bu sırada da Nihan' ın dikişleri dikiliyor.
Nihan odasına çıktığında bebeği ile ilk buluşmasında aklına ilk gelenler; Metehan' ın kimseye benzemediği :)) (genelde yeni doğduklarında ödem sebebiyle kimseye benzemiyorlar..), çekik gözleri sayesinde ismine yakışır bir erkek olması ve herkes gibi, 9 aydır içinde taşıdığı oğlunun 'tipi de böyle bir şeymiş' demek oluyor :)
Nihan' ın ilk gün emzirme denemeleri başarısız olmuş, bu sebeple hemşireler, Metehan' a mama hazırlamışlar. Ertesi gün, hemşirelerin verdiği meme ucu aparatı sayesinde emzirmeyi başarmış ama Metehan ilk sütünü doğru düzgün alamadığı için yeni doğan sarılığı geçirmiş, neyse ki anne sütü ile sarılığını yenmişler.
Nihan' la konuştuğumda, çok doğru bir tespit yaptı; ağrılarım ve yaralarım olduğu için Metehan ile ilgilenemiyordum, hemşireler getirip emzirmemi sağlıyorlardı, altını hemşireler değiştiriyordu... Metehan' a sarılıp herhangi bir temas içine giremediğim için, hastanede anne olduğumu ben de hissedemedim.. Ona sarılıp, onu bağrıma bastığımda, emzirdiğimde oğlumla bağımızı daha iyi hissedebildim.
Öztel Ailesi :) |
Hisler, acılar, endişeler aynı... sadece kişiler farklı.. Metehan' a; annesi ve babasıyla uzun, güzel, sağlıklı ömürler dilerim :)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder