25 Haziran 2015 Perşembe

Babasının Mina' yla maceraları vol.1 :))

Bir bebeğin bakımı deyince aklımıza ilk gelen kişi istisnasız; 'anne' sidir. Ama şöyle de bir gerçek var ki annenin sorumlulukları; bebeğin bakımı, bebeğini emzirmek/beslemek, bebeğiyle iletişime geçip, oyun oynamak, ev işleri ya da çalışmaktır.. Bir annenin, bunların hepsini tek başına yapması, hem fiziksel hem zihinsel olarak yorucu olacağından, yardımına birilerin koşması lazım.. Bebek ve anne için en iyi yardımcı da 'baba' dır. Peki babalar, bebekleriyle ne yaparlar? Annelere nasıl yardımcı olurlar? Kendi hayatımızdan örnekler vererek; eşim Erdal' ın Mina ile maceralarını elimden geldiğince sizlere aktarmaya çalışacağım :)

Yeni doğum
Her şey, babası için, toz pembe başlamıştıı..

Eşim çalıştığı için, Mina ile hafta içi akşamları ve hafta sonu tüm gün beraber vakit geçirebiliyorlar. Hafta içi Mina' yla gündüzleri biz baş başa kaldıktan sonra saat 17:30 gibi, ben ve Mina dört gözle Erdal' ı bekliyoruz. Gün içinde Mina ile baya bir yorulduğum için, bir an önce kapı açılsa da Mina' yı Erdal' a versem diye bakıyorum. Mina da 4. ayından bu yana, 'bu saatlerde bir adam geliyordu, güzel de vakit geçiriyorduk, adı da... baba mı? Erdal mı çözemedim?! nerede kaldı yaaaa' der gibi huysuzlanmaya başlıyor. Saat 17:30-18:00 gibi Erdal eve gelir, Mina o saatlerde, ya sütünü içip şekerleme yapıyordur ya da sütünü çoktan içmiş, annesinin son kalan enerjisi ile oyunlar oynuyordur. Erdal' ı görür görmez çılgınlar gibi hareketlenmeye başlar. Babası da dayanamaz hemen kızını kucaklar. 

Hoşgeldin baba

(kucaklayış o kucaklayış, bir daha ki emzirme saatine kadar Mina' yı babasına bırakmış olurum :) ) Ben de akşam yemeğini hazırlamaya doğru mutfağa giderim, o ara Erdal; Mina' nın en huysuz saatlerinin ceremesini çeker. Kucağında uzun süre tutamayacağı için oyun halısına koyar, 15-20 dakika bile sürmeden Mina sıkılır, alır biraz evin içinde dolaştırır..

Oyala beni baba

Daha sonra ana kucağına oturtup yemek yemeğe çalışırız... Biz masadayken yine 15-20 dakika bile sürmeden huysuzlanır. Emzirme zamanım yaklaştığı için Erdal, 'ne de olsa ben sonra da yerim' diyerek (fedakar eşim :)) Mina' yı kucağına alıp tekrar oyun halısına götürür. 5-10 dakika sonra, Mina' yı babasından alıp emzirmeye başlarım. Erdal da kendisine kalan 1 saatte; yemeğini yiyip bir yandan televizyon izleyip dinlenir. Saat 20:30 olmuştur, Mina artık iyice huysuzlanır, emzirme işlemi bitince Erdal Mina' yı kucağına alıp oyalamaya çalışır, saat 21:00 gibi de duşa sokarız. Duş sırasında Erdal' la gayet organize çalışıyoruz.. Ben Mina' nın üstünü çıkarırken, Erdal suyunu hazırlar, duşta; Erdal Mina' yı tutarken, ben de yıkarım..Duş bitince; Erdal Mina' yı yağlayarak masajını yapar sonrasında da ben giydiririm. Günü de, emzirerek kapatıyoruz. Erdal da, emzirme sırasında, evdeki son dağınıklıkları toplayıp, çöpleri atarak bana da yardımcı oluyor. Mina' nın gece uyanmalarına değinmem gerekirse, tabiki de emziren ben olduğum için, Erdal bütün gece uyuyor :)

Hafta sonlarına gelirsek; Mina' yla baş başa kalmak vol.1 :)) yazımda, dikkat ettiyseniz, hafta sonlarından bahsetmemiştim.. Hafta sonları, bu iki gün, Mina' yı ben sadece emzirmeden emzirmeye kucağıma alıyorum :) İki günde, ütülerimi, haftalık yemeklerimi organize ediyorum ya da hafta çok yorucu geçtiyse, hep beraber yürüyüşe çıkıp, dışarıda yemek yiyoruz... İnanın bebeğinizle yürüyüş o kadar dinlendirici oluyor ki.. Bebeğiniz; arabasında uyuyabilir ya da mutlu bir şekilde etrafı inceleyebilir, siz de biraz kollarınızı dinlendirmiş olursunuz. 

Peki bir baba bebeğin ihtiyaçlarını karşılayamıyorsa..?!? Çok normal, ilk başlarda Mina' yı sadece ben uyutabiliyordum, ta ki Erdal' a Mina' yı uyutmak zorundasın diyene kadar :) yaklaşık 1 saat uğraşın sonunda Mina' yı kucağında uyutmuştu, tabi kendi de uyuyakalmıştı.

Baba ve kızı uyur

Şimdilerde yine zorlanıyor ama 15 dakikada uyutabiliyor. Baktı ki olmuyor, Erdal' ın en sevdiği 'Tüzin, Mina acaba acıktı mı???' ya da 'Tüzin bence Mina seni istiyor' cümleleri kullanılmaya başlanılıyor. Bu cümlelerin aynıları, Mina' nın uyumadığı zamanlarda, oyalanması gerektiğinde de kuruluyor, emzirme sonrasında uyumazsa, Mina' nın yaklaşık 1 buçuk saat oyalanması gerekiyor. Bir sonraki emzirmeye 30 dakika kala bu cümleler tekrar sarf edilmeye başlanır .. :)) Bebeğin bakımı ile ilgili ihtiyaçlarında da, bazen Mina' nın altını Erdal' ın değiştirmesi gerekiyor (ben yemek yapıyorsam, ellerim kirliyse gibi durumlarda) Erdal' a bir kere gösterdikten sonra, konuyu kavradı, çok pis durumlar haricinde (bebeğiniz bazen sırtına kadar üstünü pisletebilir) kendi başına kızının altını da değiştirebiliyor. 

Bir bebeğin ihtiyaçlarını en iyi anne bilir; hamilelik süreci, doğum ve emzirmeden kaynaklanan yakınlık sayesinde anne ile bebeği bir bütün halindedir. Babaları işin içine ne kadar çok sokarsanız, o kadar aile olursunuz. Eskiler hep bu görevin annede olduğunu dile getirir ama devir değişti, artık daha bilinçli daha araştırmacı kişileriz. Bir bebek nasıl tek başına dünyaya gelmiyorsa, büyümesinde de sorumluluklar tek kişinin üstünde olmamalı. Anne ve baba faktörlerini terazi gibi düşünün, bir taraf ne kadar sakin olursa diğer taraf o kadar endişeli olmalı ve bunların ikisi de dengede tutulmalı ki bebeğin bakımı/ ihtiyaçlarında gözden kaçan bir nokta olmasın. Erdal; Mina' nın aylık gelişimi ile ilgili, internette okuduğu kısa yazıları benimle paylaşıp, beraber eksiklerimizi gözden geçiririz. Mina' nın ağlamasına alışkın olduğum kadar (tüm gün beraber olunca, bebeğinizin huysuzluklarının sebeplerini bildiğinizden, durumu normal karşılayabiliyorsunuz), Erdal bu konuda, kızına karşı çok hassas.. (umarım Mina büyüdüğünde babasına bunu bir koz olarak kullanmaz :) ) İlk başlarda, rüyamda kabuslar görürken (genelde anneler bebekleri ile ilgili kabuslar görürler) benim yerimi Erdal aldı..geceleri bir anda Mina diyerek kalkmalar, düştü galiba demeler yüzünden (Mina, kendi korumalı yatağında yatmasına rağmen, rüyasında neler görüyorsa artıkkk) Mina' nın beni uyandırmadığı saatlerde babası uyandırıyor, sağolsun.. :)) 

Anne olmak, iç güdülerimizde, doğamızda, hormonlarımızda var.. Eninde sonunda her kadın bebeğine karşı annelik duygusunu hissedecektir. Bir babanın da, babalık duygusunu, hissetmesi için; fedakarlık yapması, bebeğiyle vakit geçirmesi ve kendini gerçekten baba olarak görmesi gerekmektedir. Eğer bir erkek, bebeğinden sonra, tüm gelecek planlarını bebeği için değiştiriyorsa..bence baba olmuştur..Sizin de evinizde böyle bir ' baba' nız varsa çok şanslısınızdır.. Çünkü dünyaya getireceğiniz her birey; özgüvenli, mutlu, başarılı olma yolunda emin adımlarla ilerleyecektir.

Bir baba, kendi mutluluğundan çok, çocuklarının mutluluğu ile mutlu olur. Honore De Balzac

Mina kusarsa
İşler her zaman düzgün gitmezz..


Sevgili eşim, biricik kızımızın babası Erdal, babalar günün kutlu olsun...Seni çok seviyoruz..

Not: Hayatım iki dakika Mina' yı oyala da yemek yapayım.. :)))





Hiç yorum yok :

Yorum Gönder